7 Kasım 2008 Cuma

sızı

“Seni sınırlayan ne?” diyorum
çünkü herkesin bir sınırı var
sen de sınırını itip duruyor musun
benim gibi
öteye,
öfkeyle


deli oluyor musun
aklın başına geldikçe?


şiddetten bahsediyorlar
bize.


buluştuğumuz yer
tam...
burası


hani ellerimizle telefonlar etmişiz birbirimize
dudaklarımız birbirine dokunurken


birbirimizin derisini sıyırıp geçen
kirli tırnaklarımız
ikimiz de dehşetli bir hortumla
kendi içine
emilirken


bağırıyorlar ya,
kirlenmek güzeldir
sadece umarsızsan!
belki
asla yok olmayan sızı
-o hep kaçtığımız-
ruhu bir sakatattan ayıran


sen misin beni koruyan
kendimi bırakırken tutan
hani küçük acımış yerlerim
hani herkes beni çok severmiş
ben hariç,


hayatta her bilgi
başka bir bilginin eksikliği


gördüğün müyüm
sustuğum mu
ya bu kadar cüretkarsam?


herkes
karşısındakine dokunabildiği kadardır,
değil mi?
bu değil mi "gerçek" olan!


belki tek istediğim
beni yatıştırman


bana sesini mırıldan

Hiç yorum yok: